İlk aşk unutulmaz di mi? Ben de hiç unutmadım. Çünkü sanırım lanetim o zamanlarda başladı.
Daha ilkokul birinci
sınıftaydım. Galiba bir de kızılay koluydum. (Şimdiki Z kuşağı kızılay kolu da
nedir diyebilir. Bakmayın adının bu kadar havalı olduğuna. Kan filan
toplamıyordum ya da deprem olduğunda ilk yardım yapmıyordum. Aslında kızılay
kolu olup napıyodum onu da hatırlamıyorum. Neyse canım zaten konumuz bu değil. Ben o zamanlar şimdiki gibi gürbüz bir kız da değildim. Oldukça cılız, kısa
saçlı, küçücük suratında kocaman kara gözleri olan, hafif içine kapanık bir
ufaklıktım. Bir de sınıf başkanımız vardı, Kaan. (Yıllar sonra kendisini buldum
ki buna daha sonra döneceğim.) Sınıfın en popüler ve zengin çocuğu. Yani ailesi
zengindi işte. Havalıydı da heee... Yüzü geldi bak şimdi gözümün önüne. Böyle
bebek yüzlü, parlak, saçlar her zaman sağa düzgünce taranmış bir oğlandı. Tabi
hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Ama hatırladığım birkaç net şey de var.
Sınıftaki kızlar bu Kaan’a hastaydı. O zamanlar okula beslenme çantası ile
giderdik. Kızlar Kaan’ı öğlen yemeğe boğarladı. Kekler, börekler, muzlar,
çikolatalar... Kaan da bunun farkındaydı tabi kerata, o yaşında tadını
çıkarırdı. Ben yanına pek yanaşmazdım. Hayran olmadığımdan değil ama demek ki
taa o zamanlardan filizlenen pis bir huyum varmış. Oldum olası popüler olan
insanlara hayran tepkisi vermedim ben. Tanıdığımda sıradan olan birisi popüler
olduysa da uzaklaştım ondan. Ama bil bakalım sonra ne oldu? Bu Kaan, sınıf
başkanı, okulun popüler çocuğu, semtin sosyetesinin oğlu bil bakalım bana ne
dedi? Bir gün kalkmış pembe çöp kutusunun başında kalemimi açıyordum.
Tenefüsteyiz, sınıfta da kendi halinde üç beş kişi var. Bu yanıma geldi. Bak, sahneyi
gözünde canlandır ne olur! Yedi yaşında iki çocuk. Biri kız, diğeri erkek.
Oğlan bir elini duvara yaslıyor, kız duvarla çocuk arasında kalıyor. Elinde
kalem ve kalemtraş. Oğlan eğiliyo kıza doğru, “Beni seviyor musun?” diyor.
Hangi filmde gördün bunu mübarek? Yedi yaşındayız biz yahu! Ayrıca bu ne
özgüven? Herkes seni seviyor diye ben sevmek zorunda mıyım? Hayır, tamam
seviyorun ama baksana gözlerime, söyler miyim? Söylemedim de zaten. İttirdim ve
koşarak bahçeye çıktım. Büyük bir ihtimalle de suratım kıpkırmızıydı. İşte o an
erkekler ile olan ilişkilerimi belirlediğim andı. Belki “Evet” desem liseden
mezun olduktan sonra evlenmiş, üç de çocuk yapmıştık. (Tamam, tamam o kadar da
değil.)
O an Kaan’a evet demedim ama “Seni seviyorum Kaan” diye bazı kitaplarıma yazmışım-ki bunu yıllar sonra bana kuzenim söyledi. İhtiyacı olanlara verilmesi için babamların halamlara bıraktığı eski kitapların içerinde okumuş o da.
Demek ki neymiş? İlk aşk
red edilmemeliymiş. Gurur yapılmamalıymış. Sonra bu red ediş kabus gibi insanın üzerine çökermiş.
Hamiş: Bu arada bunu da ilk sana anlattım
ona göre hee...
Herhangibiri / 2015
Herhangibiri / 2015
ilk aşklar özeldir, güzeldir ve en önemlisi masumdur..
YanıtlaSilEvet, ilk aşklar herşeyin ilki gibi özeldir tabi ki. Her ne kadar ileride anlatacağım bir hikayede okuyacağın üzere kendisi bana odunluk yapmış olsa da yine de özel kalacak. :)
YanıtlaSilTeşekkürler...
:)
YanıtlaSil