9 Nisan 2015 Perşembe

İlk aşk, ilk kalp çarpıntısı, ilk hata...



        




İlk aşk unutulmaz di mi? Ben de hiç unutmadım. Çünkü sanırım lanetim o zamanlarda başladı.

Daha ilkokul birinci sınıftaydım. Galiba bir de kızılay koluydum. (Şimdiki Z kuşağı kızılay kolu da nedir diyebilir. Bakmayın adının bu kadar havalı olduğuna. Kan filan toplamıyordum ya da deprem olduğunda ilk yardım yapmıyordum. Aslında kızılay kolu olup napıyodum onu da hatırlamıyorum. Neyse canım zaten konumuz bu değil. Ben o zamanlar şimdiki gibi gürbüz bir kız da değildim. Oldukça cılız, kısa saçlı, küçücük suratında kocaman kara gözleri olan, hafif içine kapanık bir ufaklıktım. Bir de sınıf başkanımız vardı, Kaan. (Yıllar sonra kendisini buldum ki buna daha sonra döneceğim.) Sınıfın en popüler ve zengin çocuğu. Yani ailesi zengindi işte. Havalıydı da heee... Yüzü geldi bak şimdi gözümün önüne. Böyle bebek yüzlü, parlak, saçlar her zaman sağa düzgünce taranmış bir oğlandı. Tabi hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Ama hatırladığım birkaç net şey de var. Sınıftaki kızlar bu Kaan’a hastaydı. O zamanlar okula beslenme çantası ile giderdik. Kızlar Kaan’ı öğlen yemeğe boğarladı. Kekler, börekler, muzlar, çikolatalar... Kaan da bunun farkındaydı tabi kerata, o yaşında tadını çıkarırdı. Ben yanına pek yanaşmazdım. Hayran olmadığımdan değil ama demek ki taa o zamanlardan filizlenen pis bir huyum varmış. Oldum olası popüler olan insanlara hayran tepkisi vermedim ben. Tanıdığımda sıradan olan birisi popüler olduysa da uzaklaştım ondan. Ama bil bakalım sonra ne oldu? Bu Kaan, sınıf başkanı, okulun popüler çocuğu, semtin sosyetesinin oğlu bil bakalım bana ne dedi? Bir gün kalkmış pembe çöp kutusunun başında kalemimi açıyordum. Tenefüsteyiz, sınıfta da kendi halinde üç beş kişi var. Bu yanıma geldi. Bak, sahneyi gözünde canlandır ne olur! Yedi yaşında iki çocuk. Biri kız, diğeri erkek. Oğlan bir elini duvara yaslıyor, kız duvarla çocuk arasında kalıyor. Elinde kalem ve kalemtraş. Oğlan eğiliyo kıza doğru, “Beni seviyor musun?” diyor. Hangi filmde gördün bunu mübarek? Yedi yaşındayız biz yahu! Ayrıca bu ne özgüven? Herkes seni seviyor diye ben sevmek zorunda mıyım? Hayır, tamam seviyorun ama baksana gözlerime, söyler miyim? Söylemedim de zaten. İttirdim ve koşarak bahçeye çıktım. Büyük bir ihtimalle de suratım kıpkırmızıydı. İşte o an erkekler ile olan ilişkilerimi belirlediğim andı. Belki “Evet” desem liseden mezun olduktan sonra evlenmiş, üç de çocuk yapmıştık. (Tamam, tamam o kadar da değil.) 

O an Kaan’a evet demedim ama “Seni seviyorum Kaan” diye bazı kitaplarıma yazmışım-ki bunu yıllar sonra bana kuzenim söyledi. İhtiyacı olanlara verilmesi için babamların halamlara bıraktığı eski kitapların içerinde okumuş o da. 

Demek ki neymiş? İlk aşk red edilmemeliymiş. Gurur yapılmamalıymış. Sonra bu red ediş kabus gibi insanın üzerine çökermiş. 

Hamiş: Bu arada bunu da ilk sana anlattım ona göre hee...


                                                                                                        Herhangibiri / 2015

3 yorum:

  1. ilk aşklar özeldir, güzeldir ve en önemlisi masumdur..

    YanıtlaSil
  2. Evet, ilk aşklar herşeyin ilki gibi özeldir tabi ki. Her ne kadar ileride anlatacağım bir hikayede okuyacağın üzere kendisi bana odunluk yapmış olsa da yine de özel kalacak. :)

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil