12 Kasım 2015 Perşembe

İz bırak hayata

İz bırakarak yaşamayı seviyorum ben. Bazen en yakınımın ruhuna bırakıyorum izimi, bazen de hiç tanımadığım birinde anı oluyorum belli belirsiz.

Sen hiç farketmiyorsun o an bıraktığım izi ama bir gün bir yerden geçerken beni hatırlıyorsun aniden. Şurada kahve içerken beni nasıl da güldürmüştü diyorsun belki. Söylediğim şey geliyor aklına, yüzünde tebessüm oluyorum bir anda. Belki sana hediye ettiğim küçük birşeyi buluyorsun çantanda. Belki en sevdiğim şarkı ile iz bırakıyorum sana.

Hayatı anlamlandırmayı seviyorum ben, farkederek yaşamayı seviyorum etrafımdakileri. Sokakta yerleri süpüren hizmetli kimsenin farkında olmasa bile ben yanından geçerken gülümseyerek kolay gelsin demeyi seviyorum. Sabahları asansöre bindiğimde asık yüzlü insanlara neşeyle “Günaydın” demeyi seviyorum. Garson siparişimi getirdiğinde sen görevi tabi yapacak diye düşünürken ben bir teşekkürü esirgemiyorum ondan. Ofisteki ablaya sırf onun görevi diye “Bana bir kahve!” diye seslenmiyorum. Rica ile başlayıp teşekkür ile bitiriyorum cümlemi. Yolda mendil satan amcaya dilenciymiş gibi para vermiyorum mesela. Belki mendilin ederinden fazlasını veriyorum ama bir paket mendil  karşılığı sadece gönülden edeceği duayı diliyorum.  Arabamın camını silen çocuğu hırsla kovmuyorum. Para vermesem bile arabamda  -o an için- bulundurduğum çikolatadan veriyorum. Restaurantta yemek yerken camdan boynu bükük bakan insanı garsona kovalatmıyorum. Elimden geliyorsa bir porsiyon da ona söylüyorum. Elimden gelmiyorsa kendi yemeğimi paylaşıyorum. Alışveriş merkezlerini sevmiyorum ben. Sokaklarda dolaşıyorum. Bazen oturup insanları izliyorum. Yüzlerine bakıyorum. Yüzü asık olanın derdini tahmin etmeye çalışıyorum. O bilmiyor ama üzülüyorum haline, dua ediyorum onun için içimden. Neşeli olanlara bakıp ise ben de keyifleniyorum.

Kimseden gülümsememi esirgememeye çalışıyorum mesela. Canımın en sıkkın olduğu anda bile önce kendim için sonra karşımdaki için gülümsemeye çalışıyorum. Annemi, babamı sadece özel günlerde öpmüyorum. Sabahları hoşçakalın demeden çıkmıyorum evden. Kardeşimin sıkıntısını kendi önüme koyuyorum. Yeri geliyor canımdan öte tutuyorum. Arkadaşlarımı da ayırmıyorum şefkatimden. Son paramı da bölüşüyorum, sevgimi de, ilgimi de… Canım sıkkın diyorsun, belki biraz sonra küçük bir hediye alıyorsun benden. Günü geliyor canının sıkkın olduğu başka bir an ayrı düşmüş olsak bile ona bakıp gülümsüyor ve beni anıyorsun. Hiçbir aramanı, mesajını cevapsız bırakmıyorum. Elimden geldiğince çabuk geri dönüyorum sana. Kendi canım sıkkın olsa bile terslemiyorum seni. Sen farketmiyorsun ama ben izimi bırakıyorum sana.

Bunları övünmek için anlatmıyorum. Övünecek bir şey de görmüyorum. Sadece farket istiyorum. Öylece geçip gitme yollardan. Sadece bakma, gör istiyorum. Etrafındaki insanların yüzünde gülümseme olabilmek için milyonlara ihtiyacın yok, anla istiyorum. Senin bir gülümsemenin, bir günaydınının, bir teşekkürünün başka birinin gününe ışık olabileceğini hatırla istiyorum. Aileni, arkadaşlarını hayatın telaşına kapılıp ihmal etme diyorum. Gün gelir senin ihtiyacın olur, bulamazsın, üzülürsün işte o zaman… Hayatında değer verdiğin kim varsa iteleme onu hayatından diyorum. Belki de o hayatının şansıdır, bilemezsin, şansını kaybetme istiyorum.



Kısacası ben hayata iz bırakarak yaşamayı seviyorum. Sen de farket, hatırla,  mutlu ol istiyorum.



                                                                                                           Herhangibiri / 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder