Yüzümdeki her
bir iz yaşadığım bir tecrübeden hatıra bana. Göz kenarlarımdaki çizgiler mutlu
olduğum anların sayısı mesela. Alnımdakiler düşüncelere daldığım zamanlardan
kalanlar. Dudak kenarımdakiler susup içime attıklarım, çenemdekiler kahkahalarım.
Ellerime bakın
mesela. Onlar da konuşuyorlar aslında. Hayata tutundum ben bu ellerle. Tabi ki
her zaman kolay değildi. Yine de ben sıkı sıkı sarıldım hayata, hiç
vazgeçmedim. Belki gençliğimdeki hayallerin bir çoğunu gerçekleştiremedim ama
çok şey öğrendim.
Şimdi uzaklara
dalıp gitmiş bu gözlerden anlatayım mı hayatı sana?
Aslında hayatta
tek önemli olan içinde olduğun o an’dır. Üşüyorsan ısınmak, açsan doymak,
yorgunsan uyumak, üzgünsen ağlamak,
özlediysen sarılıp koklamaktır önemli olan. Plan yapmazsın, kurgulamazsın ve
aslında durup düşünsen böyle çok daha rahatsın.
Zaman zaman
hepimizin başını alıp uzaklara gitmek ve basit bir hayat yaşamakla ilgili
hayalleri işte bu yüzdendir. Çünkü durmadan gelecek ile ilgili planlar yapmak
yorucudur. Geleceğin gelip gelmeyeceğini bilemezsin. Geçmişte kalanları da geri
getiremezsin. Ama an senindir. O an istediğini yapabilmek senin için ölüm
gelene kadar durmadan yeniden verilen bir hediyedir.
Hayat dediğin
aslında tam olarak neyi gerektirir ki? Sağlığın yerindeyse, karnın toksa,
yatacak yerin varsa, bir de sevdiğin insanlar yanındaysa çok da fazla kasma.
Yüzündeki her
çizgiyi sev... Sıkı sıkı tutun hayata, asla vazgeçme... Ve an’ın içinde kal...
An’ı yaşa...
Herhangibiri / 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder