Her dilde acıdır ayrılık
kelimesinin anlamı ve dünyanın neresinde bir ayrılık yaşanırsa yaşansın en
derinden kanatır terkedilenin kalbini.
Aslında terkedilen bir süre
önceden fark eder olacakları. Görmezden gelir çoğu zaman, ertelemeye çalışır
ama kaçınılmaz olduğunu da bilir. Ne kadar hazırlamaya çalışırsa çalışsın
kendini o ilk konuşmanın yapıldığı an gözlerine yaşlar koşar dört nala.
Söylemek için önceden kafasında hazırladığı cümlelerin hiçbiri çıkamaz
ağzından, boğazında düğümlenir kalır. Yutkunamaz, konuşamaz, nefes alamaz, terk
edenin yüzüne bakamaz… Çünkü ona bir zamanlar sevgiyle bakan gözlerin bu boş
gözler ile aynı olduğuna inanamaz. Sonsuz bir boşlukta yuvarlanmaya başlar.
Kimse kalmaz etrafta, hiçbir ses duyulmaz kafasında yankılanan “bitti”
kelimesinin tekrarı dışında. Canı acır, yüreği kanar, ruhu daralır… Sanki iki
kolundan tutulup cehennemin dibine doğru sürüklenir. Terk edilen konuşamadan
terk eden bitirir tüm cümlelerini, kapatır gözlerini, derin bir nefes alır yüreği
hafiflemişcesine ve “hoşçakal” der, “kendine iyi bak”. Sanki umrundaymış gibi…
Sonra uzaklaşır sessizce, kendi yüreğinde bir hafiflik, geride bıraktığında da
derin bir keder olduğunu bilerek…
Terkedilen kalır geride. Önce
idrak edemez. “Belki de bitmemiştir” der, inkar eder, bekler bir süre. Beklenen
gelmedikçe öfkelenir. Öfkesi biraz terk edene, ama en çok da kendine. Kahreder,
küfreder, isyan eder… Yeri gelir yorganın altına saklanır, yeri gelir çikolataya
sarılır, yeri gelir kendini dışarılara bırakır. Ama gece olup da kendi
kendine kaldı mı hep kafasının içinde neden böyle oldu sorularıyla savaşır.
Bir süre şarkı bile dinleyemez
terkedilen. Birlikte gidilen yerlere ayak basamaz. Terkedeni hatırlatan
hiçbirşey yapamaz. Her ne yaparsa yapsın aklının bir ucundan onu hiç atamaz.
Ama hiç bir acı sonsuza kadar
sürmez tabi ki... Her acının da zamanla hafiflediği gibi zaman kabuk bağlatır
yavaş yavaş yaralara. Sevgilinin kokusu unutulmaz belki ama daha az hatırlatır
olur şarkılar, daha katlanılabilir olur şehir, daha az anılır olur hatıralar.
Her giden arkasında bıraktığında
birşeyler eksiltir. Asla aynı olmaz artık terkedilen. Ama kalbin bir ucu ölmüş olsa da hayat devam eder bir
şekilde. Bazen de roller yer değiştirir, terkedilen olur, terkeden.
Yani şair doğru söylemiş demek ki, herkes öldürür sevdiğini...
Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime
Kimi bir bakışıyla yapar bunu
Kimi dalkavukça sözlerle
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle...
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimi yaşlı iken.
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi yeterince sevmez
Kimi fazla sever
Kimi satar, kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez...
Oscar Wilde
Herhangibiri / 2016