22 Ekim 2015 Perşembe

Sen sustun...



Uzun cümlelerim yok artık benim... Sen susarken kullandım hepsini, bitirdim. Oysa söylenecek ne çok sözüm vardı, anlatmak istediğim ne çok şey... Sen istemedin, sustum ben de... 

Verilecek çok sevgim vardı benim... Seni her düşündüğümde göğsümden çıkıp fırlayacakmış gibi olan bir kalbim vardı. Artık var mı bilmiyorum, çünkü sen sustuğundan beri hissetmiyorum.

İçimden taşan şefkatim vardı benim, seni göğsüme bastırıp ne kadar yaran varsa onunla sarmak istediğim... Sustun... Bende kaldı sonsuz şefkatim...

Sevinçlerim vardı benim, seninle konuşmanın bile beni deliye çevirdiği... Sen sustun... Sevinçlerimi de aldın benden.

Heyecanlarım vardı benim, seni görmek için bana gün saydıran... Adını duyduğumda kalbimi çarptıran... Seni düşünmekten kendimi alıkoyamadığım... Sen sustun... Ben duygusuz oldum...

Rüyalarım vardı benim, sabaha seninle başlamama neden olan... Şimdi rüyasız gecelerdeyim.

Hayallerim vardı benim, senin en büyük hayallerini gerçekleştirdiğini düşlediğim...  Sen susup kendi hayallerini benimle paylaşmayı bıraktığından beri hayallerim de yok benim...

Dualarım vardı benim, senin hep iyi olman dileği ile başladığım... Sen sustun... Ama başka türlüsü de gelmiyor elimden. Hala iyi olmanı diliyorum ben...

Kendimi hep konuşarak ifade ederdim bilirsin. Ama artık uzun cümlelerim yok benim... Sen susarken kullandım hepsini, bitirdim...


                                                                                                       Herhangibiri / 2015

20 Ekim 2015 Salı

Gülümse...



Gülümse...
Sen gülümsediğinde doğar güneş, başlar gün, düzelir herşey...
Senin bir gülümsemenle anlam kazanır hayat, kaybolur mutsuzluklar.
Senin her gülüşün ışık olur, sevinç olur birine.
Gülümse... Isınsın kalbin, dağılsın kara bulutlar...
Gülümse ki geri gelsin hayallerin tüm parlaklığıyla sana.
Unutma, zor olan mutsuz olmaktır aslında.
Mutluluk kolaydır... Nettir... Basittir... Saftır...
Mutsuz olmak için çaba harcaman gerekir ama mutluluk hep özündedir.
Hatırla ve hiç unutma....
Sen önce kendin için değerlisin.
Yapma kendine bunu.
Hadi benim için bir kere gülümse...


                                                                                                                   Herhangibiri / 2015


7 Ekim 2015 Çarşamba

Bazen...

Bazen umutlarının üzerini kara bulutlar kaplar. Hayat üstüne üstüne gelir. Ne yapacağını bilemezsin bazen, nefesin kesilir. Ama ışığın kuvvetliyse mutlaka bi yolunu bulursun. Ve aslında o ışık herkesin içinde vardır. Hiç kaybetme ışığını! Hiç pes etme! Hiç dert etme! Her zaman bi çaresi vardır... 

                                                                                                             Herhangibiri / 2015

2 Ekim 2015 Cuma

Tercihler hayat demek




Her gün birileri dokunuyor hayatımıza... Biz her gün birilerinin hayatına dokunuyoruz. Birbirimizde izler bırakıyoruz. Kimi izler silik oluyor, bir süre sonra siliniyor. Ama bazı izler ise çok derin oluyor. Yıllar geçse de unutulmuyor. Hatta bazıları hayatımızı derinden etkiliyor.

Tercihler yapıyoruz. Devamında ne olacağını, sonunda bizi nereye götüreceğini  bilmeden yollar seçiyoruz kendimize. Bazı kararlarımız sadece bizi etkilerken aldığımız bazı kararlarla da başkalarının hayatını etkiliyoruz bilmeden.

Şu anda hayatta olmayan birinden kendi hayatı ile ilgili bir anı dinlemiştim. Daha bir genç kızken, 30’una bile yaklaşmamışken, hayatla ilgili umutları, hayalleri varken, vapurla seyahat ettiği bir gün yanına hoş bir delikanlı gelmiş. O zamanlar tabi iletişim araçları sınırlı. Mektup var, bir de şanslıysanız evinizde çevirmeli ev telefonunuz. Bir kağıt uzatmış utangaç genç kıza, “Deminden beri sizi izliyorum. Çok hoş bir hanımefendisiniz. Niyetim ciddi, yanlış anlamayın lütfen” demiş ve eğer o da görüşmek isterse arayabilsin diye telefon numarasını vermiş. Hemen ardından da kibarca uzaklaşmış. Genç kız çok utanmış, yanaklarına al basmış. Birlikte seyahat ettiği arkadaşları ve kardeşi onu gördü mü diye etrafa bakıp delikanlının gözleri üzerindeyken o kağıdı aceleyle buruşturup denize atmış. Ben bu anıyı olayın kahramının ağzından yaklaşık bir 60 yıl sonra dinlemiştim. Çok geç bir evlilik yapmış, aslında kocasını hiç sevmemiş, hiç çocuk sahip olamamış, erken yaşta dul kalmış, koca bir hayatı yalnız yaşamış, 60 yıl önce telefon numarasının yazılı olduğu o kağıdı denize fırlattığı için pişman olan ve sadece bir vapur seyahati süresince görebildiği o delikanlıyı hiç unutamamış bir kadının ağzından, büyük teyzemden dinledim. Anlatırken gözleri doldu, “Keşke o kadar ani karar vermeseydim, belki şimdi herşey daha farklı olurdu” demişti bana. O gece uyuyana kadar bunu düşünmüştüm. Acaba gerçekten nasıl değişirdi hayatı? Belki aşkların en güzelini yaşar ve o delikanlı ile evlenirdi. Çocukları olurdu, çok mutlu olurlardı belki... Belki de bunların hiçbiri olmazdı... Gerçekten hayırsız biri de çıkabilirdi. Ama büyük teyzem gibi ben de bunların cevaplarını hiçbir zaman bilemem. O verdiği kararla sadece kendi hayatını etkilemedi o anda. Denize savurduğu kağıt parçası ile birlikte aslında o delikanlının hayatını da etkiledi. O da başka tercihlere yöneldi. Başka bir hayat yaşadı. Belki mutlu oldu, belki de olamadı... Belki o da yıllar sonra bile vapurdaki o genç kızı hatırladı. 

İşte ben de ne zaman bir karar verecek olsam, ne zaman bir tercih yapmam gerekirse bu hikayeyi hatırlarım. Belki yine bilemiyorum başıma neler geleceğini ama en azından ani kararlar almama engel oluyorum kendimce.

Bildiğim birşey var ki bu hayatta herkes bir şansı hakeder. Herkes sevilmeyi, sevmeyi hakeder. Kimin hayatından geçiyorsak onda bir iz bırakırız. Bu izi belki yıllar sonra hatırlarız, belki de hemen aklımızda ve kalbimizde yer eder. Evet kader diye birşey var. Ama tercih diye de birşey var. Varacağımız noktaya giderken kullanacağımız yolu seçmek bize ait. İşte bu yüzden hayatı farkederek yaşamak lazım. İşaretleri görerek, hayatı anlamlandırarak, bundan 60 yıl sonra pişman olmamıza neden olmayacak seçimler yapmamaya çalışarak yaşamak lazım hayatı.

Doğru tercihler yapmamız dileğiyle...

Not: Büyük teyzeme saygılarımla...

                                                                                                     Herhangibiri / 2015